Bu Vatan Kimin?
Son zamanlarda Türkiye filminde baş rol oyuncuları ile üçüncü sınıf figüranlar hatta "kötü adamlar" birbirine karıştırılmaya başlandı. Kötü adamların vatan kurtulduktan sonra serçe parmak gibi "hani bana hani bana " demesini anlıyoruz da bu söylemlerin hala "Türk Milliyetçisiyim" diyen şahısların ağzından çıkması bizi oldukça rahatsız ediyor.
Bir dönem devlet resmi politika olarak "bu devleti kürdüyle Türkiyle beraber kurduk" söylemini oldukça kullandı . Amaç "dezenformasyon" ile terör örgütlerinin insan kaynağını kurutmak idi.
Öyle ki bir çok milliyetçi yazar seferber olup "kürtlerin Türklüğü" masalını yutturmak için kitaplar yazdı, broşürler bastırdı hatta Elegeş yazıtları dahi bu işe alet edilerek kürtlerin Türk olduğu iddia edilmiştir.
Türk Yazısı ile yazılmış Elegeş yazıtının 8. satırındaki K(ÖÜ)RTLKN (Orkun abacasında Ö ve Ü sesleri aynı harfle ifade edilir) harflerinden oluşan üç sözcük gösterilmiştir. "KÜRT eL KaN" yani "Kürt Eli Hanı" şeklinde okunarak ileri sürülen bu görüş yanlıştır. Doğru okunuş "KÖRTüL KaN" yani "Kuvvetli (kudretli, şiddetli) Han" anlamında olduğu aşikardır.Kuvvetli , şiddetli manasındaki körtül sözü eski Türkçe sözlüklerde geçmektedir. (bknz. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Şubat 98 112. sayı, sf 231)
Hatta bununla da kalınmamış yukarıdaki yalanın üstüne "bu vatanı kürtlerle Türkler beraber kurmuştur, Çanakkale savaşını birlikte verdik " gibi komediler eklenmiştir.
İşin garibi bu söylemin sahipleri bu tezlerinin terör örgütü başı öcalan ile örtüştüğünün farkında dahi değillerdir , farkında olmadan terörist ile ağız birliği yapmatadırlar. Aynı tezi savunan öcalan ve avanesi de bu söylemden yola çıkarak Türk Cumhuriyetinde hak iddia etmektedirler. Dileyenler "SERXWEBÜN" adlı paçavranın Mayıs 2000 sayısındaki "PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN yoldaş değerlendiriyor ,Tarihi Kürtler ve Türkler birlikte yaptılar" başlıklı yazıyı okuyabilirler.
Aynı söylemlere Türkiye Cumhuriyetini "küçük burjuva diktatörlüğü, faşist devlet" olarak nitelendiren bölücü, Marksist fraksyonlarda da rastlamanız mümkündür. Yazımıdaki iddialarımızı kaynaklara dayandırmak genel bir alışkanlıktır dileyen www.vatan-online.com adresinden yayın yapan haşeratta bu söylemlere sahip onlarca yazı bulabilir.
Ancak bu uygulama Türk gençlerini uyutmaktan başka bir vazife göremedi ve tam anlamıyla başarısız oldu. Artık gerçekleri söylemenin vakti gelmiştir.
Türk devletine karşı olan isyanları hafızaları öyle 20 seneden öncesine gitmeyenlerin sandığı gibi öcalan çapulcusunun kurduğu örgüt ile sınırlı dğeildir. Bağımsız bir Kürt devleti kurmak amacıyla 1806'dan Cumhuriyete kadar 13 isyan, 1924'ten 1938'e kadar 25 bölücü isyan çıkarılmıştır. Bu isyanları Kürt Teali Cemiyeti, Hoybun Cemiyeti ve Kürt Bağımsızlık Komitesi organize etmiştir.
Biz Kurtuluş savaşını verirken ayağımıza dolanan süprüntülerin başlıca isyanlarından hatırlatma babında bahsedelim.Yorum okuyucularımıza ait olacaktır.
ANZAVUR İSYANI
Kurtuluş Savaşı'nın başladığı günlerde Osmanlı Padişahının ve İngilizler'in kışkırtmaları ve teşviki ile Milli kuvvetleri yok etmek için hilafet ordusu adı ile kurulan Kuvva-i İnzibatiye tarafından çıkarılan ayaklanmalardır. (Birincisi:1 Ekim 1919-25 Kasım 1919,ikincisi:16 Şubat 1920-16 Nisan 1920) Anzavur halkın huzursuzluğundan faydalanarak Çerkes köylerinde Milli teşkilatı kötüleyici konuşmalar yapmaya başladı. Bu kışkırtma üzerine Pomaklardan Gavur İmam ve Şah İsmail etrafına topladıkları kuvvetlerle Anzavur'un yanın gelmişlerdir.
16 Nisan 1920'de Anazavur kuvvetleri 14.Kolordu komutanı Yusuf İzzettin Paşa Susurluk'un güneyindeki Yahya köyde sıkıştırılmış ve yapılan çarpışmada bozguna uğratılmıştır.
ALİ BATI İSYANI
Kurtuluş Savaşını başladığı günlerde düzensizlik ve karışıklıklardan faydalanarak çıkarılan isyandır.(11 Mayıs-18 Ağustos 1919) Ali Batı, Midyatın güneyinde hayatlarını sürdüren bir aşiretin başına geçtikten sonra İngilizlerden de yardım alarak isyan etmiştir. Onun asıl gayesi burada bir kürdistan devleti kurmak olduğu için, silahlı adamları ile Nusaybin'e girmiştir. İsyan haberini alan Mardin 5. Tümen Kumandanlığı, 3. Tabur Kumandanı Yüzbaşı Yusuf Ziya'yı Nusaybin'e göndermiştir. Yusuf Ziya'nın müfrezesi Karakurt köyü yakınlarında Ali Batı'nın askerleri ile savaşa tutuşmuş ve kaçan Ali Batı'yı saklandığı Medah denilen yerde kıstırarak iki saat süren çarpışma sonunda ölü olarak ele geçirmiştir.
BOLU VE DÜZCE İSYANLARI
Kurtuluş savaşı sırasında gerek İstanbul Hükümeti'nin ve gerekse İngiliz'lerin kışkırtması ile milli kuvvetlere karşı girişilen ayaklanmalardır.(13 Nisan1920-31 Mayıs 1920) İstanbul hükümeti tarafından desteklenen Kuva-i İnzibatiye Kuvvetleri Düzce'de ayaklanma çıkarmışlardır. Asiler ilçenin dışında bulunan Müfreze Karargahını basarak, Müfreze Kumandanını esir almışlardır. Asilerin elebaşları arasında Berzak Sefer, Çerkez Koçi Bey, Maan Ali gibi kimseler bulunmaktadır.
CEMİL ÇETO İSYANI
Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız ve İngilizlerden yardım alarak Bahtiyar Aşireti Reisi tarafından çıkarılan ayaklanmadır.(7 Haziran 1920) Bahtiyar Aşireti Reisi olan Cemil Çeto, Kürt Teali Cemiyeti prensiplerine uygun olarak İngilizlerden yardım almış ve Doğu'da bir Kürdistan Devleti kurmak için ayaklanmıştır. Milli kuvvetler Cemil Çeto kuvvetlerinin kısa zamanda dağıtmış ve kendisi ile oğlu birlikte yakalanarak idam edilmiştir.
ÇERKEZ ETHEM AYAKLANMASI
Çerkez Ethem T.B.M.M. Reisliğine Meclisi'de aşağılayan ve Mustafa Kemal'in Bilecik'ten dönerken Ankara'ya götürdüğü İstanbul Hükümetinin temsilcilerinin hemen serbest bırakılmasını isteyen bir telgraf çekti. Bunu üzerine Meclis'de Kuvayi Seyyareye karşı çıktı. Batı Cephesi komutanlığı Ethem ve Tevfik Beylerin vatana ihanet suçu işlediklerini öne sürerek teslim olmalarını istedi. Fakat mebus Reşit Bey'in de kendilerine katılmasıyla üç kardeş Uşak'ta Yunanlılarla görüştüler. Düzenli ordu İsmet Bey ve Refet Bey' in (Bele) komutasında 1921 yılı ocak ayında Kuvayı Seyyare'nin tuttuğu Gediz-Kütahya üstüne yürüdü. Çerkez Ethem'in yanındaki kuvvet iyice küçülmüştü.1.Süvari Grubu komutanı binbaşı Derviş Bey takip ediyordu. Derviş Bey Ethem'in arkadaşı olduğu için Yunanlılara sığınmadan önce silahlarını bırakmasını sağladı.
KOÇGİRİ İSYANI
Erzincan ve çevresinde 1920 sonlarında eşkıyalık olayları alıp yürümüştü. Bu durumu önlemek üzere Zara'dan İmranlı'ya gönderilen süvari alayının varlığı, eşkıyayı rahatsız ettiği için, İmranlı bucak müdürü Haydar'ın akrabaları, askeri bölgeden uzaklaştırmak amacıyla burada bir ayaklanma hazırladılar. Bir yandan da, bölgede bağımsız bir kürt devleti kurulacağı yolunda propaganda yapıyorlardı. Nitekim 7 aşiret reisi, 8 nisan 1921'de TBMM'ye gönderdikleri bir mektupla bölgede bir Kürt vilayeti kurulmasını, valiliğe bir kürdün atanmasını istediler. Ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Nurettin Paşa komutasındaki Merkez Ordusu Koçhisar, Zara, Muş, Ovacık, Kemah, Kangal, Koçgiri bölgesinde geniş bir tarama harekatına girişti ve ayaklananlarla, 15 yerde çarpışmak zorunda kaldı. Mayıs sonunda doğru eşkıya grupları sindirilmiş, bunlardan bir kısmı teslim olmuş, 500 kadar da öldürülmüştü.
MİLLİ AŞİRET İSYANI
Kurtuluş Savaşı sırasında İngilizler ve Fransızların kışkırtması üzerine Urfa'da Milli Aşireti tarafından çıkarılan ayaklanmadır. (8 Eylül 1920) Milli Aşiret'in reisi İsmail ile birlikte Halil, Bahur, Abdurrahman ve Mahmut adlı elebaşıları, Doğu'da bir Kürdistan Devleti kurmak düşüncesi ile ayaklanmışlardır. (24 Ağustos 1920) Büyük bir kuvvetle harekete geçen asiler, Viranşehir'i aldıktan sonra Karakeçi Aşireti'ne mensup olanları öldürmüşler, fakat daha sonra yapılan çatışmada, büyük çoğunluğu ortadan kaldırılmıştır.
Bu tarihten sonra TİP, 1961 sonrası Doğu Mitingleri adı altında bölge halkını istismar etmiştir. 1969 yılında Doğu Devrimci Kültür Ocakları (DDKO) kurulmuş, bu dernek 16 Ekim 1970'de zararlı faaliyetlerden dolayı kapatılmıştır. Kapatılan bu derneğin devamı olarak 1974'de Ankara'da Devrimci Demokratik Kültür Derneği (DDKD) kurulmuştur. Bu örgütler önce halkın bazı sorunlarını istismar etmişler, daha sonra da bağımsızlık temasını işlemişlerdir. Bunlar, legal kuruluş olarak çalışmalarını yukarıdaki derneklerin dışında Devrimci Halk Kültür Derneği (DHKD), Devrimci Demokratik Gençler Derneği (DDGD) Anti-Sömürgeci Demokratik Kültür Derneği (ASK-DER) gibi derneklerle, Komal, Roja Velât, Kava,, Koral, Bora ve Yöntem yayın evlerinde sürdürmüşlerdir.
Günümüze gelindiğinde alfabede adeta alfabede 29 harf var birini kapatırsanız diğerini açarız diye meydan okuyarak faaliyetlerini gerek siyasi partilerde gerekse her gün onlarcası türeyen örgütlerde sürdürmektedirler.
"Türkiyelilerin" bir başka iddiası da Çanakkale savaşları ile ilgiliydi. bu konuda Gn.Kur. ATEŞE arşivinden aldığımız bölgelere göre şehit sayısını gösteren bir takım rakamları sizlerle paylaşmak isteriz. Bakalım Çanakkale geçilmez dedirten güç , her Türk'ün öğrenmesi gereken bu destan kime aitmiş.
Afyon 1773, Ankara 1926 ,Antalya 1201,Aydın 1806,Balıkesir 3003,Bolu 1419,Bursa 3274,Çanakkale 1876,Çankırı 1024,Çorum 1427,Denizli 2258,Mersin 1281, İstanbul 1908, İzmir 1814,Kastamonu 2577 ,Konya 2683,Kütahya 156,Manisa 2289,Sinop 1538 ,Van 36 ,Tunceli 30 ,Muş 8,Mardin 7,Kars 2,Adıyaman 12,Bitlis 63,Bingöl 8,Siirt 40 ,Diyarbakır 49
Binbaşı Şemsettin ve Kaymakam Arif Beyler kumandasında milli kuvvetler kısa zamanda çeşitli yerlerde yapılan çarpışmalar sonunda Bolu, Beypazarı, Nallıhan, Çarşamba, Mudurnu, Düzce, Hendek ve Gerede kasabaları asilerden temizlenmiştir, |